Bİz KİMİZ ?

Biz, Cihan, Mümtaz, Ramazan ve Hasan olarak, düğünlerde ve özel günlerde davul ve zurna çalarak

en güzel anlarınıza neşe katmayı hedefliyoruz. Yıllardır bu alandaki deneyimimizle, kına geceleri,

asker eğlenceleri, düğünler ve diğer özel etkinliklerde unutulmaz müzikle hizmet vermekteyiz.

Her birimiz, bu geleneği yaşatmak ve kutlamalarınıza eğlenceli bir atmosfer katmak için büyük bir

özenle çalışıyoruz. Geleneksel müziğimizin ritmini, davul ve zurnanın eşliğinde, özel günlerinize

uygun bir şekilde sunarak, davetlilerinizi coşturuyoruz.


Amacımız, her etkinliği bir başka keyifli hale getirmek ve katıldığınız her organizasyonda unutulmaz anlar yaşamanızı sağlamaktır.

Yılların verdiği tecrübe ve tutku ile bu yolculuğa devam etmekteyiz.

EKİBİMİZ

  • Ramazan

    Merhaba, ben Ramazan. 45 yıldır zurna çalan bir müzisyenim. Müzik yolculuğum, yıllar önce köyümüzdeki ilk çaldığım zurnayla başladı ve bugün hala bu tutkulu işin peşinden gidiyorum. Zurna, yalnızca bir enstrüman değil, benim için bir yaşam tarzı, bir tutku ve ruhun derinliklerine inmenin bir yolu. Zurna çalmanın yanı sıra, geleneksel Türk müziği ve halk kültürünü korumak için de çalışmalara katıldım. Yıllar içinde birçok farklı yerel ve ulusal etkinlikte performans sergiledim, birçok genç müzisyen yetiştirdim. Bu müzikle büyüdüm, bu müzikle yaşadım ve onun gücüne inanarak hayatımı ona adadım. Zurnanın sesi, insan ruhunun en derinlerine işleyen, beni her zaman diri tutan bir çağrıdır. Bundan sonra da zurna çalmaya, müziği sevdirmeye ve geleneksel değerleri yaşatmaya devam etmek niyetindeyim. Çünkü her çaldığım nota, her melodinin her bir hissiyatı, yılların getirdiği tecrübeyle bir anlam kazanıyor. Zurna, ruhumun dilidir ve onu her çaldığımda biraz daha büyürüm.

  • Cihan

    Merhaba, ben Cihan. 25 yıldır davulculuk yapıyorum. Müzik, hayatımın her anında yer almış bir tutku ve davul, bu tutkunun kalbinde duran bir enstrümandır. Yıllar boyunca davul çalarak, hem kendi müzikal becerilerimi geliştirdim hem de bu enstrümanın gücünü ve ritmini insanlara en iyi şekilde aktarabilmeyi amaçladım. Davulculuk, yalnızca bir enstrüman çalmak değil, bir ritim, bir enerji yaratmaktır. 25 yıl boyunca farklı müzik türlerinde ve etkinliklerde yer aldım; düğünlerden konserlere, özel etkinliklerden sahnelere kadar pek çok yerde davulumu çaldım. Her performansımda, davulun ritmiyle izleyicileri coşturmanın ve onlara unutulmaz anlar yaşatmanın keyfini çıkardım. Davulculuk yolculuğum, sadece müzikal bir beceri değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi haline geldi. İlerleyen yıllarda da davulun sesinden ve ritminden aldığım ilhamla müziğe olan katkımı sürdürmeyi, bu sanatı daha geniş kitlelerle buluşturmayı hedefliyorum. Çünkü davul, benim için sadece bir enstrüman değil, hayatın ritmini yakalayabilmenin bir yoludur.

  • Mümtaz

    Merhaba, ben Mümtaz. 35 yıldır davulculuk yapıyorum ve müzikle tanıştığım ilk günden bu yana davul, hayatımın en önemli parçası haline geldi. Yıllar içinde bu sanatı derinlemesine öğrenip, pek çok farklı sahnede, etkinlikte ve projede yer aldım. Davul, yalnızca bir enstrüman değil, aynı zamanda bir anlatım biçimi, bir duygunun ifadesidir. Her vuruşunda, her ritminde, kendimi ifade edebilmenin ve dinleyicilere enerji verebilmenin keyfini çıkarıyorum. 35 yıl boyunca, davulun her yönünü keşfettim ve bu süreçte pek çok müzik türünde deneyimler kazandım. Konserlerden düğünlere, festivallerden özel organizasyonlara kadar her performans, bana yeni bir bakış açısı ve ilham sundu. Davulun gücüne inanarak, her gösterimde müzikle insanları birleştirmeyi, onların ruhuna dokunmayı hedefledim. Bu yolculuk, sadece müzikal bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku ve yaşam biçimi oldu. İlerleyen yıllarda da davulun büyüleyici ritmiyle müziğe katkı sağlamaya devam edeceğim ve bu sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak için çaba göstereceğim. Çünkü davul, yalnızca bir ses değil, hayatın ritmini yakalamaktır..

  • Hasan

    Merhaba, ben Hasan. 45 yıldır köçekçilik yapıyorum. Bu uzun süre zarfında, geleneksel Türk kültürünün bir parçası olan köçeklik sanatını yaşatmaya ve her zaman daha iyi bir şekilde icra etmeye gayret ettim. Köçek, bir kültürün ve geçmişin simgesi olarak, düğünlerden bayramlara kadar birçok özel anın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Ben de bu geleneği yaşatarak, bu eşsiz sanatın önemli bir temsilcisi olmanın gururunu taşıyorum. Yıllarca köçeklik yaparak hem kendimi geliştirdim hem de bu mesleği yeni nesillere aktarmaya başladım. Köçek, sadece bir dans değil, aynı zamanda bir anlatım şekli, duyguların en saf haliyle ifade bulduğu bir alandır. Zorlu bir meslek olmasına rağmen, her bir gösteri bana ayrı bir mutluluk verir ve izleyicilere neşe katmanın verdiği tatla, her anı kıymetli kılar. 45 yıl boyunca, farklı etkinliklerde ve sahnelerde yer aldım. Zamanla köçekliğin inceliklerini öğrendim, her adımda, her figürde geleneği nasıl en iyi şekilde aktarabileceğimi keşfettim. Bugün hala bu sanatı icra etmeye devam ediyorum ve bu yolculuğun sonuna kadar devam edeceğim. Çünkü köçeklik, sadece bir iş değil, bir yaşam biçimidir ve bu yaşamı yaşarken her anı coşkuyla kucaklıyorum.